Buridan’ın Eşeği ve İrade Felci: Seçememek de Bir Seçim mi?
“Bazen en büyük hata, hiçbir karar vermemektir.”
Hayatın belli anları vardır; yol ikiye ayrılır. İkisi de doğru görünür, ikisi de davetkâr. Ama insan bazen tam ortasında kalakalır. Ne sağa adım atabilir, ne sola. Zaman akıp giderken, insan içinden içinden sorar: “Ya yanlış seçersem?”
Felsefenin en güzel metaforlarından biri, işte tam bu tereddüdü anlatır: Buridan’ın Eşeği.
Ortaçağ filozofu Jean Buridan’a atfedilen bu hikâyede, aç ve susuz bir eşek düşün. Önünde bir demet ot, biraz ötede bir kova su var. İkisi de aynı mesafede. Hangisini seçerse kurtulacak. Ama eşek bir türlü karar veremiyor. Ve sonunda, ne yazık ki, açlıktan ve susuzluktan ölüyor.
Bize basit bir hayvan hikâyesi gibi görünse de aslında bu, insanın iç dünyasını anlatan en çarpıcı temsillerden biri.
Hepimizin içinde küçük bir Buridan’ın eşeği var aslında.
-
Üniversite başvurusu yaparken kararsızlıktan geciken genç…
-
İş değiştirmeyi düşünen ama aylarca kıpırdayamayan çalışan…
-
Ya da ekrandan film seçmek için yarım saat harcayıp, sonunda hiçbir şey izlemeyen bizler.
İçimizden “beklersem belki daha iyisini bulurum” deriz. Ama beklemek, çoğu zaman farkında olmadan bir seçimi onaylamak demektir: yerinde kalmak.
Seçmemek, Sessiz Bir Seçimdir
Şunu fark etmek lazım: Karar vermemek, tarafsızlık değildir. Zaman zaten bizim yerimize karar verir.
-
Tereddüt edersen, fırsat uçup gider.
-
Erteledikçe, hayat kendi yoluna akıp gider.
-
Sen karar vermesen de, hayat senin adına bir karar alır: statüko.(mevcut durum, olduğu gibi devam eden hal)
Buridan’ın eşeği bize şunu fısıldar: Kararsızlık da bir karardır. Ama çoğu zaman en ağır sonuçları olan karardır.
O yüzden dostum, yol ikiye ayrıldığında uzun uzun durma. Belki yanlış seçersin, belki düşersin, ama yürüdüğün yol seni dönüştürür. Hayat, durduğun yerde değil; attığın adımda gizlidir.
No responses yet